SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİLU’S-SAHABE BAHSİ

<< 2461 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

112 - (2461) حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار (واللفظ لابن المثنى). قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن أبي إسحاق. قال: سمعت أبا الأحوص قال:

 شهدت أبا موسى وأبا مسعود، حين مات ابن مسعود. فقال أحدهما لصاحبه: أتراه ترك بعده مثله؟ فقال: إن قلت ذاك. إن كان ليؤذن له إذا حجبنا. ويشهد إذا غبنا.

 

{112}

Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Besşâr rivâyet ettiler. Lâfız İlmi Müsennâ'nnııdır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan rivayet etti. (Demişki): Ebu'l-Ahvas'i dinledim. Şunları söyledi.

 

İbni Mes'ûd vefat ettiği vakit Ebû Musa ile Ebû Mes'ud'un yanında bulundum. Biri diğerine: Bunun kendinden sonra bir mislini bıraktığını sanır mısın? dedi. O da:

 

— Sen böyle dedinse (ben de derim ki) Bize perde çekildiği vakit ona (içeriye girmeye) izin veriliyordu. Biz bulunmadığımız vakit o bulunuyordu, dedi.

 

 

113 - (2461) حدثنا أبو كريب، محمد بن العلاء. حدثنا يحيى بن آدم. حدثنا قطبة (هو ابن عبدالعزيز) عن الأعمش، عن مالك بن الحارث، عن أبي الأحوص قال:

 كنا في دار أبي موسى مع نفر من أصحاب عبدالله. وهم ينظرون في مصحف. فقأم عبدالله. فقال أبو مسعود: ما أعلم رسول الله صلى الله عليه وسلم ترك بعده أعلم بما أنزل الله من هذا القائم. فقال أبو موسى: أما لئن قلت ذاك. لقد كان يشهد إذا غبنا. ويؤذن له إذا حجبنا.

 

{113}

Bize Ebû Kureyb Muhammed b. Alâ' rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Âdem rivâyei etti. (Dediki): Bize Kutbe (bu zat İbnü Abdi'l-Aziz'dir) A'meş'den, o da Mâlik b. Hâris'den, o da Ebû'l-Ahvas'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş):

 

Abdullah'ın arkadaşlarından birkaç kişi ile birlikte Ebû Musa'nın evinde bulunuyorduk, onlar bir mushafa bakıyorlardı. Derken Abdullah ayağa kalktı. Bunun üzerine Ebû Mes'ud :

 

  Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın Allah'ın indirdiklerini kendinden sonra şu kalkan zattan daha iyi bilen birini bıraktığını bilmiyorum, dedi. Ebû Musa da :                 

 

  Beri bak! Sen böyle dedinse gerçekten bizim bulunmadığımız vakit o bulunur; bize perde kapandığı vakit ona izin verilirdi, dedi.

 

 

113-م - (2461) وحدثني القاسم بن زكرياء. حدثنا عبيدالله (هو ابن موسى) عن شيبان، عن الأعمش، عن مالك بن الحارث، عن أبي الأحوص. قال:

 أتيت أبا موسى فوجدت عبدالله وأبا موسى. ح وحدثنا أبو كريب. حدثنا محمد بن أبي عبيد. حدثنا أبي عن الأعمش، عن

زيد بن وهب. قال: كنت جالسا مع حذيفة وأبي موسى. وساق الحديث. وحديث قطبة أتم وأكثر.

 

{m-113}

Bana Kaâsım b. Zekeriyya da rivâlyet etti. (Dediki): Bize Ubeydullalı (bu zât İbni Musa'dır)   Şeyban'dan o da A'meş'den, o da Mâlik b. Hâris'den, o da Ebû'l-Ahvas'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Ebû Musa'ya geldim de Abdullah ile Ehû Musa'yı buldum. H.

 

Bize Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ebi Ubeyde rivayet etti. (Dediki): Bize babam A'meş'den, o da Zeyd b. Vehb'den naklen rivayet etti. Zeyd şöyle demiş: Ebû Huzeyfe ve Ebû Musa ile birlikte oturuyordum. Ve râvi hadisi nakletmiştir. Ama Kutbe'nin hadisi daha tamam ve daha çoktur.

 

 

İzah:

Bu hadisdeki muhavereden murad Hz. Abdullah b. Mes'ud'un misli gelmeyen bir zat olduğunu anlatmaktır.

 

Hz. Ebû Mes'ud: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendinden sonra Allah'ın indirdiği Kur'ân'ı, İbni Mes'ud'dan daha iyi bilen bir kimse bıraktığını bilmiyorum.» demiş. Ebû Musa (Radiyallahu anh) da onu tasdik sadedinde : «Hakikaten öyle! Biz bulunmadığımız vakit o Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunur; bize Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girmeye müsaade edilmediği vakit ona müsaade olunurdu. Onun böyle hususiyetleri ve meziyetleri vardır.» demek istemiştir.